Özel hukuk alanındaki işleyişi yayınlandığı 1956
yılından bugüne şekillendiren 6762 sayılı mevcut Türk Ticaret Kanunu, yerini 13
Şubat 2011 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek, 14 Şubat
2011 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanarak yasalaşan ve 01 Temmuz 2012
tarihinde yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’na
bırakmıştır. Yeni TTK, iki önemli yenilik içeren maddeleri dışında 01 Temmuz
2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu tarihten sonra yürürlüğe girecek
maddeleri ise
- Türkiye Muhasebe Standartları’nın ve bağımsız denetimi kapsayan kurallar 01 Ocak 2013 tarihinde;
- Sermaye şirketlerinin internet sitesi kurma ve içeriğini kanundaki kısıtlara göre oluşturma kapsamlı bölüm ise 01 Temmuz 2013 tarihinde yürürlüğe girecektir.
- Türkiye Muhasebe Standartları’nın ve bağımsız denetimi kapsayan kurallar 01 Ocak 2013 tarihinde;
- Sermaye şirketlerinin internet sitesi kurma ve içeriğini kanundaki kısıtlara göre oluşturma kapsamlı bölüm ise 01 Temmuz 2013 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Yeni TTK, içinde barındırdığı farklı maddelerle bugüne
kadar alışkın olmadığımız bazı noktaları karşımıza kanun maddesi olarak
koymaktadır. Bu farklılıklar açısından yeni TTK‘ya bakıldığında, temel
itibariyle şirketlerin ve işletmelerin şeffaflaşması, uluslararası norm ve
uygulamalara dayalı kurumsal yönetim, Avrupa Birliği hukuksal tabanına
uyumluluk, mevcut TTK’nın çözüm bulamadığı bazı hukuki sorunlara çözüm işaret
etmesi, modern hukuk kuralları açısından muhataplarının işleyişi için somut
kurallarla çerçeveyi çizmiş olmasıyla öne çıkmaktadır.
Yeni TTK‘nın şirketlere yansıyacak olan en önemli
etkisi, kuşkusuz kurumsallaşmayı ve buna bağlı olarak şeffaflaşmayı zorunlu
kılmış olmasıdır. Özellikle KOBİ niteliğindeki şirketlerin pek alışkın
olmadıkları şeffaflaşma yani hesap verebilirlik yaklaşımı, kurumsal yönetimin
de bir parçası olarak KOBİ’leri kanaatimce ciddi anlamda zorlayacaktır. Ancak
bu zorlamanın, şirketlerin değişim ve gelişim aşamalarında müspet katkı
sağlayacağı da aşikârdır. Durum göstermektedir ki, yeni TTK’nın da gündeme
taşıdığı kurumsallaşma ihtiyacı şirketlerin gelişimini hızlandıracaktır.
Kurumsallaşma ihtiyacını duyan ama bu yönde tereddütleri olan, henüz karar
verememiş olan şirketler için bir çıkış, bir hedef olarak önlerine bir kez daha
gelecektir. Bu açıdan bakıldığında yeni TTK başarıyla uygulamaya geçirildiğinde
bu uyum sürecinin gereklerini yerine getiren şirketler kazanacakları kurumsal
kimlikleriyle güçlenecekler; bu değişim sürecine cevap veremeyen, gerekli
değişimi içselleştiremeyen şirketler ise ne yazık ki zaman içersinde sistemin
dışında kalacaklardır.
Yasanın getirdiği bu olgu, bir şirket için
kurumsallaşmanın ve kurumsal davranabilmenin önemini net bir şekilde ortaya
koymaktadır. Kurumsallaşma süreci şirketlerde komple bir yeniden yapılanmayı
gerektirdiği için doğaldır ki zorlu bir süreçtir. Lakin artık günümüzde
şirketlerin ayakta kalabilmeleri ve sistem içinde rollerini tam anlamıyla
yerine getirebilmeleri için kurumsallaşma bir tercih değil, bir zorunluluk
halini almıştır.
Yeni TTK, bugüne kadar halka arz olmuş anonim
şirketler için söz konusu olan kurumsal yönetim ilkelerini kısmen limited
ortaklıklar için de gündeme taşımıştır. Kurumsal yönetimin içeriğini oluşturan
adillik, hesap verebilirlik, şeffaflık gibi ilkeler kanunda limited ortaklıklar
için de somut bir şekilde yerini almıştır.
Yeni TTK, uluslararası muhasebe ve denetim
standartları açısından da bazı yenilikler getirmiştir. Ticari defterlerin,
finansal tabloların ve faaliyet raporlarının Uluslararası Finansal Raporlama
Standartları’na uyarlanmış olan Türkiye Muhasebe Standartları’na göre
tutulmasını ve düzenlenmesini şart koşmaktadır. Bu yenilik de şirketlerin
şeffaflaşması, hesap verebilirlikleri ve nihayetinde kurumsallaşmaları
açısından önemli unsurlardandır.
Yeni TTK ile gündeme gelen bağımsız denetim
mekanizması yine şirketler için önemli bir yeniliktir. Bu yasayla limited
şirketler de bağımsız denetimin alanı içine dahil edilmişlerdir. Burada sözü
edilen bağımsız denetimin kapsamına anonim ortaklıklar, limited ortaklıklar ve
şirketler toplulukları girmektedir. Bu açıdan bakıldığında bağımsız denetimin
konusunu ise şirketlerin finansal tabloları ile yıllık faaliyet raporları; aynı
zamanda da şirketler topluluklarının konsolide finansal raporları ve yıllık
faaliyet raporları oluşturmaktadır. Yasada hesapların tanımlanmış standartlara
uygun tutulması ve finansal raporların yine standartlara uygun olması kısıdı,
şirketlerin şeffaflaşması için başlı başına bir itici olgudur.
Yine yeni TTK ile gelen yeniliklerden bir diğeri
de, sermaye şirketlerinin bir web sayfası oluşturma ve bu oluşturulan web
sayfasında yasayla tarif edilen asgari bilgilerin bulundurulması
zorunluluğudur. Bu zorunluluk yasada tarif edildiği şekliyle 01 Temmuz 2013
tarihinde yürürlüğe girecektir. Web sitelerinin düzenli olarak güncellenmesi de
yasayla kontrol altına alınmıştır. Aksi davrananlar için de yaptırımlar tarif
edilmiştir.
Yasada gerek anonim ortaklıkların gerekse limited
ortaklıkların tek kişiyle kurulmasına olanak tanınmıştır. Bu yeni madde
günümüzde girişimcilerin ortak bulma açısından şirket kuruluşlarında
yaşadıkları bazı sıkıntıları ortadan kaldıracak niteliktedir.
Bir bölümüyle kısıtlı olarak değinmeye
çalıştığımız yeni TTK, bu alanda köklü değişiklikleri beraberinde getiren,
şirketlerin mevcut alışkanlıklarında ciddi anlamda revizyonlar yapılmasını
zorunlu tutan yaklaşımıyla değişen dünyanın dinamiklerine daha uyumlu şirketler
yaratmak açısından fayda sağlayacaktır. Günümüzde bilgi toplumuna dönüşen yaşam
anlayışı içersinde ticari faaliyette bulunan şirketlerin entelektüel
sermayelerini arttırmaları açısından bakıldığında, bunu sağlayacak olan
kurumsal kimlik şirketlerde kurumsal yönetim ilkelerini, profesyonelleşmeyi,
uzmanlaşmayı ve bunlar ışığında oluşan tüm faaliyetlerde şeffaflığı sağlayacak
bir mekanizma yaratması açısından fevkalade önem arz etmektedir.
Değişen dünya dinamiklerinde şirketlerin yerini
bulabilmesi, bütünün bir parçası olabilmesi ve hayatiyetlerini sürdürebilmeleri
için sağlıklı bir değişim stratejisiyle yeniden yapılanarak kavuşacakları
kurumsal kimlikleriyle geleceğe güvenle bakabilecek hale gelmeleri kaçınılmaz
bir zorunluluktur.
Bülent ORTA
Yorumlar
Yorum Gönder